AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu, “Mardin’de 3 bin tane dokuma tezgâhı var. Bu dokumalar İngiltere’ye kadar gidiyor. Tarihçi Yazar Halil İnalcık’ın Türkiye Tekstil Tarihi kitabına baktığınızda bu kot pantolonların yani jean dediğimiz pantolonların kökeninin Anadolu toprakları, Mardin toprakları olduğunu görürsünüz. Böyle bir memlekete sahibiz.” dedi.
AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Mardin’de yerel ve ulusal basında faaliyet yürüten gazetecilerle bir program düzenledi. Burada konuşan Mehmet Uncu, kongre sürecinden bahsetti, yeni bir yapılanmaya gittiklerini belirten vurguladı. Unucu, “Kongrede Cumhurbaşkanımızın lafı çok hoşuma gitti. ‘Mardin bir şehirden çok daha fazlasıdır’ Mardin birlikte yaşama kültürüyle beraber Türkiye’nin Mardinleşmesi gerekir. 90’lı yılları kıyasladığınızda aslında Türkiye Mardinleşmiş vaziyette. Biz bir örneğiz. Mardin bir şehirden çok daha fazlasıdır. Biz Mardin’i hak ettiği yere getireceğiz. ” açıklamasını yaptı.
Uncu, “Bun 120 yıl gerisine gittiğimizde İspanya fahri konsolosluğu Mardin’deydi. İspanya fahri konsolosluğu niye kuruluyor? Mardin’de 3 bin tane dokuma tezgâhı var. Bu dokumalar İngiltere’ye kadar gidiyor. Tarihçi Yazar Halil İnalcık’ın Türkiye Tekstil Tarihi kitabına baktığınızda bu kot pantolonların yani jean dediğimiz pantolonların kökeninin Anadolu toprakları, Mardin toprakları olduğunu görürsünüz. Böyle bir memlekete sahibiz. Bu memleketin geçmişte olduğu gibi ileriye taşınması için hepimize büyük yük düşüyor.” dedi.
Tarımın Anadolu topraklarından başladığını belirten Uncu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu topraklar ve bu insanlar tarımı icat etti. Tarımla beraber yerleşik düzene bu insanlar geçti, bizim atalarımız geçti. 12 bin 500 yıldır medeniyeti bu coğrafya yarattı. O yüzden şehirlerimiz bu medeniyete uygun hale gelmeli. Mardin Türkiye’de sivil olan ender mimarisiyle ünlüdür, medreseleri ile ünlüdür. Manastırlarda bilim üretildi. Mor Yakup Kilisesi en eski üniversite diye geçer. Ama net bir şekilde en eski akademidir. Yani burası medreseleri, manastırlarıyla birlikte bilim üreten bir yerdir. Bu bilinçle inşallah Mardin UNESCO’ya girecek. İnşallah 2028’e kadar bunu göreceğiz. Ben bunun takipçisi olacağım. Mardin bir lojistik merkezidir. Boncuklu tarlaya gidersek Bingöl2den buraya obsidyen taşları geldiğini görürüz. O dönemde bile ticaret yapılmış.”