Vakaların Mardin’de arttığına dikkat çeken Dr. Binbaş, “Temmuz başında kısıtlamaların kaldırılmasından sonra özellikle bayram tatili de araya girince fiziksel mesafeye dikkat edilmenin azalması, maske kullanımının azalması ve beraberinde aşılamanın istediğimiz seviyede seyretmemesiyle salgında tekrar bir artışla karşı karşıyayız. Sadece Mardin’de değil Kürt nüfusunun yoğun yaşadığı Doğu ve Güneydoğu illerinde yaklaşık son 12 il sıralamada Mardin’de bunlardan birisi. Mardin’de en son bakanın açıkladığı 100 binde yüzde 70-80 düzeyinde ama sahadan bizim topladığımız verilere göre günlük yaklaşık 200-250 civarı testi pozitif çıkan vaka var. Buda Mardin nüfusunu düşündüğümüz zaman yaklaşık 100 binde 150-200 civarı bir sayıya denk geliyor. Pandemi hastanesi olarak Mardin Devlet Hastanesi olarak hizmet veriyor. Son birkaç günde 4’üncü servis de açıldı. Yoğun bakımda yatan hastalar var. Serviste yatan ama durumu ağır olan hastalar var. Neredeyse son bir haftadır günde yaklaşık 2-3-4 civarı insanımız Covid-19 hastalığı nedeniyle yaşamını kaybetmekte. Bu üzücü bir durum.” dedi.
“Salgında yeni bir alevlenmeyle karşı karşıyayız
Binbaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz özellikle bölgedeki artışın en önemli faktörünün aşılamadaki yavaşlık olduğunu düşünüyoruz. Aşılamanın istenilen düzeyde olmaması beraberinde maske kullanımının düşmesi, özellikle kapalı alanlarda fiziksel mesafeye dikkat edilmemesi turizm dönemi olması münasebetiyle nüfus hareketlerinin artması, işte mevsimlik işçilerin çalışmaya gitmesi gibi pek çok faktör bunları etkileyebiliyor. Salgında yeni bir alevlenmeyle karşı karşıyayız.”
Aşı iddiaları gerçeği yansıtıyor mu sorusunu Binbaş şöyle cevapladı: “Aşıların tarihine baktığımız zaman aşıların kısırlık yapacağı söylentisi yeni değil. Yani bu Covid-19 hastalığına yönelik üretilmiş aşılarla ilgili değil. Her yeni aşı çıktığı zaman bunun kısırlık yapacağı endişesi, söylentisi hep duyulmuştur. Ama bugüne kadar aşıların Covid-19 aşısı da dahil aşıların üreme sağlığına bir etkisinin olduğuna dair bir kanıt yok. Söylenti sadece kısırlık söylentisi değil; yan itkilerin çok ağır olacağı, kalp ile ilgili rahatsızlıklara yol açacağı, hatta yaşamını kaybedeceği söylentileri var. Bunların hiçbirisinin doğrulanacağı bilimsel bir çalışma yok. Kalbe olan etkisi araştırıldı. Toplumdaki söylenti kardiyomiyopati yaptığı söyleniyor. Ama toplumdaki kardiyomiyopati sıklığında bir fark görülmedi.
Bir insan aşılanıyor 1-2 veya 3 doz aşılanıyor makul bir süre içerisinde. Belli yan etkiler oluşuyor bu yan etkilerin aşı ile ilgili mi, değil mi? Bunların araştırılmaları yapılıyor. Bununla ilgili elle tutulur bir sonuca ulaşılamadı. AstraZeneca ile ilgili kanda pıhtılaştırıcı veya hastaların yaşamını tehdit edeceği düşüncesiyle bazı ülkelerde geçici olarak durduruldu. Bizim ülkemizde AstraZeneca kullanılmıyor zaten. Aşı ile birlikte kan sulandırıcı ilaçlar önerilmeye başlanıldı. Sonrasında risk guruplarında kullanımı bırakıldı.”