Hazar Group Savunma Havacılık Uzay Sanayi Başkanı Teoman Yıldırım, dünyadaki birçok ülkeyle kurşun geçirmez yelek başta olmak üzere farklı savunma sanayi ürünleri ile ilgili anlaşmalarının mevcut olduğunu ifade etti.
20’den fazla ülkeye farklı malzemelerde kurşun geçirmez yelek başta olmak üzere savunma sanayi alanında ürün ürettiklerini belirterek, şunları dile getirdi:
“Bu platformlara sahip oldukça ve bu platformların üzerinde kullanılan teknolojik ekipmanları kendi ülkemizde geliştirip fonksiyonlarını arttırdıkça yurt dışında tercih edilme sebeplerini de ön plana çıkarmış oluyoruz. Tabii ki maliyet etkin olması, zamanında teslim edilebilmesi, verilen sözlerin tutulması, satış sonrası bakımların güvence vermesi tercih sebepleri arasında oluyor. Son kullanıcılar tarafından ve NATO müttefiklerimiz ile anlaşmalarımız doğrultusunda ürünler üretmekteyiz.”
"Bu süreç bize çok ciddi tecrübe kazandırdı"
Yıldırım, Türkiye’nin savunma sanayisinin ürün geliştirme sürecinde çok büyük tecrübeler edindiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Bu tecrübeler sadece kendi ülkemizde yerli ve milliliği üst düzeye çıkarma konusunda değil. Aynı zamanda yurt dışından alımla başlayan süreçte şimdi kendi tasarımlarımızı yapıp, platformlarımızı üretip, ihraç etme aşamasına geldik. Bu süreç bize çok ciddi tecrübe kazandırdı. Bu kazanılan tecrübeyle uluslararası alanında dünyanın sayılı kurşun geçirmez yelek üreten firmalarından biri durumundayız. Bu alanda personelimiz karşı tarafı çok iyi anlayıp, ihtiyaçları çok iyi bilip bunları çözümünü masaya samimi şekilde koyuyor. Bunun yanında hem teknik olarak iyi hem ekonomik olarak tercih edilen ürünler üretiyoruz.”
“Tüm aktörler ihracat için birlikte çalışıyor”
Hedeflerinin ihracatı artırmak olduğuna dikkati çeken Yıldırım, şunları kaydetti:
“Hem karada hem havada hem denizde kurlun yelek sektöründe büyük platformlar üretiyoruz. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılamakla birlikte dost ve müttefik ülkelerimizin ihtiyaçlarını da tercih edilen bir ortak olarak karşılamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bunların içindeki alt sistemleri, teknolojik sistemleri, sensörleri yapabiliyoruz, geliştirebiliyoruz. Bunları farklı fonksiyonlarda kullanılabilecek hale getirebiliyoruz.”